entry'ler (1108)

aptal bir kadınla birlikte olmanın zorlukları

Sadece kadin olarak genellemek yanlis. Genel olarak aptal insanla yasamak tahmin edemeyeceginiz kadar zordur.

Zaten konusacak bir seyiniz olmaz. Ola ki mecbur kaldiniz bunu bilale anlatir gibi yapmak, yani oldukca sadelestirmek zorundasinizdir. Her iki cumlenizden biri "Yani" ile baslayan aciklama icerikli cumleler olmali.

Yabanci bir ulkede vucut diliyle derdini anlatmaktan farksizdir. Insani bir muddet sonra canindan bezdirir. Bir cumlelik lafiniz varsa onu on cumleyle izah edersiniz. Ustelik konu da cok siradan bir seydir. Ornek:

+ Bu urunde rekabet fazla cunku piyasada bundan 100.000 tane var. Diger urunden ise sadece 10.000 tane var. O yuzden daha cok satar.

- Ha yani o zamandan bu yana sayi mi artmis?

+ $#@@@##!

Edit: bazi aptallar tek seferde yazinca dogal olarak anlayamamis. Onlara da aciklamali anlatalim, aptala anlatir gibi yani: Yukaridaki entry aptal kadinla birlikte olmak ozelinde yazilmadi. Genel durumdan bahsediyor. Bu mecbur yasamak zorunda kaldiginiz bir aile bireyi ya da is arkadasi da olabilir. Siz de bunu idrak edemeyecek kadar aptalsiniz ki gucenmissiniz. Aptallarin fazla alingan olmasi gibi de bir durum var, onu da dogrulamis oldunuz...

gürcistan

Burada avukatlik, danismanlik ya da muhasebecilik yapan ya da bu tur kisilerden tanidigi, cevresi olanlarin benimle iletisime gecmesini bekliyorum.

Buraya yerlesme karari aldim. Kisa sure sonra ziyaret amacli gidecegim. Vergi ve oturum izni konusunda oyle cok teferruatli degil kaba taslak da olsa bir bilgiye ihtiyacim var.

Yardimlarinizi beklerim.

Tanim: Turkiye'den daha yasanilir bir ulke. Her ne kadar insanlari Turk insani gibi aydin, kibar ve saygili olmasa da.(!) Allah bilir sort giyen kadinlari bile sirf bu yuzden tekmeliyorlardir.

kronik ak parti düşmanı insanlar

(bkz: beyefendiye nokta gönderelim)

denize düşen aleviyi mi hristiyanı mı kurtarırsın

sadece bir tane can yeleği atarım ortalarına. ve "iyi olan kazansın" derim.

(bkz: doğal seçilim)

tivibu vs digitürk vs d smart

üçünü de kullanmış biri olarak, şöyle kategorisel bir sıralama yapılabilir:

belgesel: tivibu>d-smart>digiturk
sinema: digitürk>d-smart>tivibu
müzik: tivibu>digiturk>d-smart
spor (salt futbol değil spor): tivibu>digiturk>d-smart
genel olarak: tivibu>digitürk>d-smart (tivibu sadece iki paket olarak alınıyor. fiyat/performans (29 tl) olarak kanal çeşitliliği çok fazla olduğu için ve daha önemlisi geri al izle, seç izle, durdur izle, tekrar izle gibi hayat kurtaran özellikleri yüzünden tivibu önde.)

bir de sansür konusuna değinmek gerekiyor. zaten sinema için bu platformlara abone olmayı çok doğru bulmuyorum. ama sansür konusunda işin en çok bokunu çıkaran tivibu'dur. sonra sırasıyla d-smart ve digiturk'tur. digiturk ve d-smart'ta belki filmi anlarsınız ama tivibu, kanal 7 gibidir. hiç acımadan beşer onar dakika keser, sevişme vs. varsa. Ama yani çıplaklık filan olmasına bile gerek yok, bir sahnede o tarz bir olay varsa baştan sona çıkartıyorlar. örneğin nuri bilge ceylan'ın iklimler filmindeki fındıklı sahne olduğu gibi çıkartılmış. halbuki filme süs olsun diye konulmamış bir sahnedir bu ve karakter hakkında çok şey öğrenmemizi sağlar. ee o sahne olmadan o filmi izlemek de paris'e gidip eyfel kulesini görmeden dönmeye benziyor. dolayısıyla gerçek bir sinemasever için asla film izleme platformu olamayacak bir yerdir tivibu. üstelik sadece kanal akışında değil, paralı seç izle filmlerde de sansür aynı şekildedir. bir de mesela filmde zengin insanlar bir şeyler içiyorsa o bardaklar muhakkkak sansürlüdür. adamın ne içtiğini anlamamıza imkan olmadığı halde, filmde bu yönde ima olmadığı halde zengin adamların içtiklerinin çoğu sansürlü gösterilir. d-smart ve digiturk'te ise 11'den sonra sansürsüz film izleyebilirsiniz. digiturk'ün 11'den önceki sansürleri de daha azdır ama d-smart'tan. karşılaştırma yaparken bunlar aklınızda bulunsun.

ex machina

"...peki ava, neden şeytanlaştırılmıştır? bu sorunun cevabı yazının başında değindiğim "teknofobi"den başka bir şey değil. ex machina (2015), esasen salt bilim/teknoloji korkusundan oluşan muhafazakar bir film..."

kaynak: http://sinemahzen.com/ex-machina/

i hired a contract killer

Daha önce aki kaurismäki sinemasıyla tanışmamış olanlar için doğru bir başlangıç olabilir. Başyapıt demek zor, zaten yönetmenin kendisi de bir başyapıt üretebileceğine inanmıyor, ancak olabildiğince özgün ve her anlamda özgür ruhlu bir film.

kaynak: http://sinemahzen.com/i-hired-a-contract-killer/

der siebente kontinent

"Uyduruk bir tatile gidebilmek için bir sene çalışmak; kesinlikle pahalı bir anlaşma..."

http://sinemahzen.com/der-siebente-kontinent/

it follows

--- spoiler ---

korku sinemasında saadet zinciri.

--- spoiler ---

bu da okumak isteyenler için filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/it-follows/

watchmen

Moore, romanıyla sadece karakterlerinin değil, dönem insanının da psikolojisini incelemiş. Kıyamet saatlerinin ayarlandığı, gergin bir şekilde savaşın beklendiği bu ortamdaki halkın paranoyaya bulanmış hali harika çözümlenmiş. Filmde bu kısımlar romana göre biraz daha yavan kalsa da hala geçerliliğini koruyan ‘who watches the watchmen‘ deyişinin üstü yeteri kadar çizilmiş. Romandaki halkın duvarlara yazdığı bu sözün ‘… bizi koruyanları bizden kim koruyacak…’ anlamına geldiği açık. Bu söz, günümüzde de ne yazık ki geçerli. Moore’un çizdiği bu distopik portre ile uyuşan bölümlerin bulunması ise üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir diğer kısım…

Filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/watchmen/

a most violent year

34. istanbul film festivali kapsamında son gösterimi 19 nisan'da yapılacak olan filmin meraklıları için eleştiri yazısı: http://sinemahzen.com/a-most-violent-year/

jin

jin, her ne kadar masaldan farksız bir dile sahip olsa da ülkede çözüme ulaşamayan büyük bir sorunun kaynağını anlamamıza yetecek kadar da gerçeklerden bağını koparmamış bir film.

eleştiri yazısı: http://sinemahzen.com/jin/

shimotsuma monogatari

Shimotsuma monogatari (Kamikaze Girls, 2004), yeni nesil Japon sinemasının özgün, deneysel ve yenilikçi ruhunu taşıyan filmlerden.

Merak edenler için bu da filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/shimotsuma-monogatari/

der name der rose

Filmin bir eleştirisi de buradan okunabilir: http://sinemahzen.com/der-name-der-rose/

galaxy quest

Bir Star Trek hayranı olmasanız dahi izlerken keyif alacağınız bir parodi filmi. Aynı zamanda günümüzde belli türlerin parodisini yapmaya çalışanların ders niteliğinde izlemesi gereken yapımlardan...

Bu da filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/galaxy-quest/

death and the maiden

Polanski, kısıtlı mekanda tansiyonu yüksek filmleriyle tanınıyor. Onun bu ayrıştırıcı özelliğini taşıyan Death and the Maiden’ın neden yönetmenin öteki filmleri kadar ilgi çekmediğini anlamak güç değil ancak yine de bu denli yok sayılmayı hak etmiyor.

Bu da filmin ayrıntılı eleştirisi: http://sinemahzen.com/death-and-the-maiden/

point blank

Herkes oyunu biliyor ama 1967 yapımı bir neo noir filminin de adıdır aynı zamanda.

bir yönetmen olarak john boorman’ın yeteneğini kavrayabilmek için aynı romandan uyarlanan payback (gününü göreceksin, 1999)’i de izlemekte fayda var. o yüzden ne anlatıldığının değil de nasıl anlatıldığının öneminin öne çıktığı en iyi filmlerden birisi olarak anılmayı hak ediyor point blank.

bu da okumak isteyenler için analiz ve eleştirisi: http://sinemahzen.com/point-blank/

kaguyahime no monogatari

geçmişte yaşamaya eğilimli olanlar için oldukça etkileyici bir studio ghibli animasyonu.

--spoiler--
Bambu ağaçlarını kesen bir köylü bir gün beklenmedik bir olayla karşılaşır. Parlayan ağaçlardan tekinin yanına gittiğinde içindeki ışık huzmesinden ufak bir oyuncağı andıran kız çıktığını görür. Tanrılar tarafından kendisine gönderilmiş bir hediye olduğunu düşündüğü bu yaratığı ilk iş olarak evine götürür. Ne var ki, avuçlarındaki bu canlı çok geçmeden gerçek bir bebeğe dönüşecektir.
--spoiler--

Bu da filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/kaguyahime-no-monogatari/

71

Dünya’nın daha çok ‘’Old Firm’’ ile, yani Celtic – Rangers takımlarıyla tanıdığı, Britanya’nın kanayan yarası olan Katolik – Protestan kavgalarının Kuzey irlanda ayağını anlatan ‘71, son zamanlarda seyircinin dikkatinden kaçmış oldukça güzel bir dönem filmi.

ilgilenenler için bu da filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/71/

2015 ekonomik krizi

Tayyip'in bankaları tehdit etmeye başlamasıyla yeni bir evreye girmiş görünüyor.

(bkz: krediler geri çağrılır ise bedelini ödersiniz)

(bkz: domino etkisi)